Hindistan’daki İlk İngiliz Ralph Fitch ve Kraliçe 1. Elizabeth’in Ekber’e Mektubu


Alt kıtadaki İngiliz idareleri kurulmadan önce Hindistan’ı gören ilk batılı seyyahlardan olan Ralph Fitch, Hindistan’daki Türk padişahı Ekber ile tanışmış, sarayını ve siyasetini yakından izlemiş ve Kraliçe I. Elizabeth’in ulaklığını yapmıştır. Edindiği izlenimler onu Doğu Hindistan Ticaret Şirketi’nin danışmanlığına taşımıştır. Bu çalışmanın kapsamını Fitch’in hatıratından ve yazdığı mektuplardan Ekber’e, Agra’daki sarayına ve Hindistan’ı yönetme biçimi birinci elden bir gözlemcinin izlenimleriyle değerlendirmesi oluşturmaktadır. Bu amaçla Ralph Fitch’in Hindistan’ı keşfinde yaşadıkları araştırılacak ve hakkın yayınlanmış hatırat, belge ve dökümanlar tartışılacaktır. Bu çalışma seyyah, tacir ve yazar Ralph Fitch’in coğrafi kâşiflerin Batı’nın dünyayı algılama süreçlerinde sahip olduğu payı araştıracak ve İngiliz tarihi kadar Hind ve Türk tarihinin de kesiştiği kişisel gözlem ve deneyimlerin tartışılmasına katkı sağlayacaktır. Ralph Fitch’in daha önce İngilizce yayımlanmış hatıratındaki Hindistan’a dair gözlem, izlenim ve deneyimlerini kadar ve Kraliçe I. Elizabeth tarafından Ekber’e yazılmış mektubunu Türkçe’ye kazandırılmaktadır.

Uzun ve farklı zaman aralıkları boyunca başka milletlerin idaresinde kalan Hindistan; coğrafi, kültürel ve ekonomik güzellikleriyle hep bir cazibe merkezi olmuştur. Çok kültürlü, çok dilli ve çok dinli bu merkezde kurulan egemenlikler de idarelerini bu yapıya uygun hale getirmişler, dünyanın başka yerlerinden çok farklı şekillerde kendilerini göstermişlerdir. Semavi dinler, felsefi inançlar ve yerel kültürler sorunsuzca ve birlikte yaşamışlardır. Bu yaşayışa dair ilk gözlemleri batılı seyyahların hatıratında bulmak mümkündür. Daha sonra kuracakları idari yapılarla Hindistan’da uzun süreler hüküm sürecek olan İngilizlerin Hindistan’a dair ilk izlenimleri de aynı izleri taşımaktadır. Batılı seyyahların yarımadaya ulaşmalarından çok önce Hindistan’da kurulan Müslüman Türk devletlerinin tarihine çoğunlukla Farsça ve Arapça yazılmış dönem kaynakları temel teşkil etmektedir. Ancak batılı seyyahların yarımadaya ulaşmalarıyla birlikte Hind tarihinin bu dönemine ilişkin batı dillerinde yazılmış hatıratlara da rastlanmaya başlanmıştır. Böylece dönem kaynaklarındaki kimliksel aidiyetlerin üçüncü bir göz tarafından yapılan tanımları tarihsel verinin eleştirel gücünü artırmıştır. Bu çalışmada Hindistan’a ulaşmış ilk İngiliz olan Ralph Fitch’in yarımadadaki Türk egemenliğine dair gözlem, izlenim ve deneyimlerinin Hindistan’daki Türk devletlerinin tarih yazımına ve Ortaçağ Hind kültür ve tarihinin anlaşılmasına olan katkıları ölçüsünde tartışılacaktır.
 
Warren Hastings: Hind Altkıtasındaki İlk İngiliz Vali
Hindistan’da üç yüz yıl kadar süren İngiliz idaresinden çok önce İngiliz tüccar ve seyyah Ralph Fitch Hindistan’ı görmüş, Hindistan’daki Türk egemenliğini ve ülkenin sosyal ve ekonomik zenginliklerine olan İngiliz talebinin yaratılmasını etkilemiştir. Fitch John Newberie ile birlikte, Kraliçe I. Elizabeth’in ulaklığını üstlenmiş ve Hindistan’daki Türk hükümdarı Ekber’e kraliçenin mektubunu ulaştırmıştır. Aşağıda ayrıntıları verilen bu yolculuktan yıllar sonra memleketine döndüğünde haklı bir itibar kazınmış, gözlemleri ve edindiği izlenimlerle Doğu Hindistan Ticaret Şirketi’nin danışmanlığına getirilmiştir. Kendisinden önce Hindistan’a ulaşmış diğer İngiliz Cizvitlerin aksine hatıratını yayınlamış ve ileride tarihçilerin yararlanabilecekleri bir kaynak bırakmıştır.

Tam olarak bilinemese de Ralph Fitch’in Orta Britanya’daki Derby isimli küçük bir kentte dünyaya geldiği düşünülmektedir. Yaşamıyla ilgili ilk kayıtlar deri ticareti yaptığına dairdir ve öncesiyle ilgili dokümanlara ulaşılamamıştır.[1] Ralph Fitch’in Kanuni Sultan Süleyman döneminde verilen bir imtiyazdan yararlanan İngilizlerin daha sonra The Levant Company olarak adlandıracakları şirketle çalışmaya başlaması, Ortadoğu’ya ve oradan da Hindistan’a yolculuğuyla bir maceraya girişmesi kendisi hakkındaki elle tutulur ilk bilgidir. Bu yolculuk sayesinde Fitch; Sicilya, Girit, Kıbrıs, Beyrut, Trablus gibi yerlerde bulunma imkânı da edinmiş, yolculuğunu Uzak Asya’ya doğru sürdürmüştür.

III. Murad ile Kraliçe I. Elizabeth arasında yapılan yeni bir sözleşme kapsamında 1581’de[2] kurulan The Levant Company’ye beş yıl sürelerle yenilenen bir imtiyaz tanınmıştır. 1582’de ilk ticari seferlerine başlayan The Levant Company’de çalışan tüccarlar arasında Ralph Fitch’in ismi de John Newberie ile birlikte bulunmaktadır. Bu dönemde Kumpanya’da elli üç münhasır tüccar kayıtlı görülmektedir. Ralph Fitch’in Hindistan’da noktalanacak seyahati[3] ise 1583 ile 1591 tarihleri arasında işaretlenmektedir. John Newberie’le çıkacağı seyahatindeki rotası ise Trablus, Halep, Fırat nehri üzerinden, Tikrit, oradan Hürmüz adası ve nihayetinde Hindistan olacaktır. Günümüzde Lübnan sınırları içinde bulunan Trablus kentinden başlayan yolculuğunda Fitch, Ortadoğu’da bir tur atmış ve Hindistan’a ulaşmış görünmektedir. Yolculuğu süresince yaşadığı maceralar bir yana, tuttuğu notların daha sonra yayınlamasıyla günümüze Hindistan tarihini araştırmak isteyenler için birincil kaynak niteliği kazanmıştır. Böylece ülkesine döndükten sonra anılarını yazdıran Fitch Hindistan’la ilgili ilk batılı gözlemlerden birisine imza atmıştır.[4]

Ralph Fitch'ten Kraliyet Deri Kumpanyası'ndaki İmzası
Kaynak: Jerome Farrell, The Leatherseller' Review 2007/2008
Uzun yolculuğunun ardından aldığı notlarda, kendisi ve batı dünyası için ilgi çekici olan doğu yaşamını anlatmaya, konuk olduğu Hindistan’daki Türk egemenliğinin hükümdarı Ekber’i, sarayı ve tüm Hindistan’a uzanan siyasetini aktarmaya çalışmıştır. Kendisinden önce Hindistan’da bulunan Cizvitler gibi dini sebeplerle orada olmaması, keşif yolculuğunun ekonomik ve politik görüntüsü ve aldığı notlar ve hatıratının yayınlamış olması Fitch’in gözlemlerinin önemini ortaya koymaktadır. Bu sayede onun İngiliz, Türk ve Hind tarihi için önemli bir kaynak olduğunu söyleyebiliriz. İngiliz dilinde Hindistan üzerine yazılmış ilk hatırat olmanın yanı sıra Ralph Fitch’in gözlem ve hatıratının diğer birincil kaynakların eleştirel okunmasını sağlayan dışsallığı ayırıcı bir özellik kazanmasını sağlamıştır.

İngiliz yayıncı, yazar ve editör Richard Hakluyt’un yayınları arasında yer verdiği Ralph Fitch’in hatıratında aktardığına göre Trablus’tan yola çıkan Ralph Fitch, yedi gün süren bir yolculuk sonunda Halep’e varır. Halep’ten ise iki buçuk günlük bir yolculuk sonunda bugün Türkiye sınırlarında bulunan Şanlıurfa kentinin Birecik ilçesi olduğu düşünülen “Birre” isimli bir merkeze ulaşır. Birre’nin önemi ise Fırat nehrine kıyısı olmasıdır. Zira bu noktadan sonra Fitch’in yolculuğu suyolunu takip edecektir. Fitch’in yolculuğunun güzergâhını takibi hatıratının Ortadoğu’nun coğrafyasının ve döneme dair yolculuk şartlarının da anlaşılmasını sağlamaktadır. Su yollarının sahip olduğu dönemsel önem Fitch’in hatıratında kendisini göstermektedir. Su yolları Ralph Fitch gibi geç dönem Ortaçağ seyyahlarının, Hindistan gibi uzak bölgelere ulaşmasını mümkün kılan otobanlar olarak kendisini göstermektedir.

Fitch, Birre’den sonra Babil’e Fırat üzerinden on altı gün sonunda ulaştığını anlatır. Babil’den kastettiği yerin günümüz Irak’ının başkenti Bağdat olması muhtemeldir. Burada Fitch, Eski Ahit’teki Babil hikâyelerinin izlerini takip eder. Okuyucularına uzun tasvirlerle kentteki antik kalıntılarda bulunan İncil coğrafyasını tanıtır. İlginç olan ise Babil Kulesi’nin kalıntılarının da bu anlatılarda yer bulmasıdır ki Babil Kulesi’nin kalıntılarına modern araştırmacılar henüz ulaşamamıştır. Babil’den sonra Fırat boyunca yolculuğuna devam eden Ralph Fitch, tekrar yola koyulur ve sekiz/dokuz gün sonra Basra’ya varır. Basra’dan sonra tekrar bir gemi değişikliği ile bu kez İran Körfezi’ne açılır. Burada incileriyle meşhur olan Bahreyn adasını ziyaret ettikten sonra, 5 Eylül 1583 günü, Hürmüz Adasına çıkar. İran’ın beş mil açığında bulunan Hürmüz Adası, üzerinde su kaynağı olmayan ve bu nedenle de tarım yapılamayan bir adadır. Tüm ihtiyacı İran anakarasından karşılanan adadaki nüfus ise geçimini tuz çıkarma işiyle sağlamaktadır. İran körfezinin hemen çıkışındaki stratejik açıdan çok önemli olan bu ada on altıncı yüzyılın başından bu yana Portekizlilerin elindedir. Portekizlilerin adadaki küçük lejyonunu ünlü komutan Matias de Albuquerque kurmuştur.[5] Adadaki küçük dominyonuna rağmen Hind Okyanusu’ndaki Portekiz yerleşimlerini artıran Matias de Albuquerque ile Ralph Fitch’in karşılaşması bu nedenle olmuştur.

Fitch'in Rotası

Ralph Fitch bir İngiliz’dir. O tarihlerde henüz İngiliz kolonileri dünya üzerine yayılmaya başlamamıştır ama İngilizlerin Hindistan ticaretine olan eğilimleri Portekizlilerin malumudur. Çok geçmeden İngilizler de Hindistan’a ulaşmak için yeni keşiflere girişecektir.[6] Bu nedenle Portekizli bir komutanın adasına çıkan İngiliz seyyahları hoş karşılaması elbette beklenemezdi. Matias de Albuquerque, adasına çıkan tüccarlar[7] Ralph Fitch ve John Newberie ile asistanları kuyumcu William Leades ve ressam James Story’yi “ajanlık” suçlamasıyla, adaya gelişinden sadece dört gün sonra tutuklatır ve yargılanmak üzere Goa’ya götürülmesini emreder. Ralph Fitch ile arkadaşı Leonard Poore arasında yaşanan mektuplaşmalara göre suçlamaların temelinde Fitch ve yanındakilerin adada ticaret yapmaya çalışmaları bulunmaktadır. Ajanlık sadece örtük bir davadır. Yine de Fitch ve arkadaşlarının adadaki tutukluluğu 11 Ekim 1583’e kadar sürer. Goa’da ilk tutulduğu yerden de 29 Kasım 1583’ta başka bir yere aktarılırlar. Fitch’in Goa’daki tutukluluğu orada bulunan bir başka gözlemci olan John Huyghen Van Linschoten’ın kayıtlarında da gözlenecektir.

John Huyghen Van Linschoten Hollandalı bir tacir iken Goa’daki Portekiz Başpiskoposluğu’nun yardımcılığına atanır. Bu esnada batılıların idareleri hakkında gözlemlerde bulunur. Anılarında belirttiğine göre tutuklu bulunan bir İngiliz olduğunu öğrenince kayıtsız kalamaz ve yardımda bulunur.[8] Ellerindeki günlüklerine ve mektuplarına el konulan tutukluların şehri terk etmeleri ve iki bin duka kefalet ödemeleri talep edilmektedir. Tutuklu bulundukları hapishanede ise kefilleri Adreas Taborer ve Thomas Stevens isimli iki Cizvit rahibi olacaktır.[9] Kefilleri olan Cizvit Rahibi Thomas Stevens, tutukluların imanı konusunda güvence verirken Adreas Taborer de istenilen tutarı daha sonra tutuklulara faiziyle birlikte rücû etmek üzere öder. Ancak yine de Ralph Fitch ve diğer tutuklular salıverilmezler. Fitch, özgürlüklerini talep ettikçe sert sözlerle karşılanır. Beş ay geçmiş ve hala özgür bırakılmamışlardır. Fitch ya ödedikleri paranın verilmesini yada özgürlüklerini ister. Sonuçta ise Portekizli yöneticilerin köleleştirme tehditleri altında arkadaşlarıyla, 5 Nisan 1585’de Goa’yı terk eder.

Ralph Fitch’in Hindistan’a doğru maceralı bir seyahat yaptığı dönemde Hindistan, Türk hükümdarlar tarafından yönetilmektedir. Yarımadaya kuzey ucundan istilaya girişen akıncılar, hem inançlarını yaymışlar hem de idarelerini kalıcı kılmaya çalışmışlardır. Hindistan’da neredeyse yüzüncü yıla ulaşan Türk egemenliği sırasında Fitch’in yarımadaya ulaştığını söyleyebiliriz. Ralph Fitch’in uzun yolculuğunun ardından ulaştığı Hindistan’a vardığında artık neredeyse yerleşmiş bir yönetim ve müreffeh bir toplum görmüştür. Fitch’in Hindsitan’a dair gözlemlerinde şahit oldukları babası Hümayun’un sürgününde doğan Ekber’in, yeniden kurduğu dedesi Babür’ün devletinin göz alıcı olarak nitelendirilen ihtişamıdır.

Dedesi Babürşah’ın ülkesi yerine babasının İran’da sürgünde bulunduğu günümüzün Pakistan sınırları içindeki Sind bölgesinin Ömerküt şehrinde, babasından ve ülkesinden uzakta, 14 Ekim 1542’de dünyaya gelen Ekber’in kaderi; babasının tekrar egemenliğini elde etmesiyle değişecektir.[10] Sürgünle noktalanan siyasal çekişmelerin ardından ülkesini yeniden elde eden babası Hümayün’un siyasal başarıların Ekber’in ilk çocukluk yıllarına rastlar. Babası 1555’ten bu yana eski egemenlik topraklarını geri almak için mücadele ederken Ekber de ordu içinde görev almış ve yöneticilik becerilerini artırmıştır. On dört yaşındayken babasının ölümünün ardından 15 Şubat 1556’da tahta çıkmıştır. Erken yaşta geldiği görevde Bayram Han’ın hamiliğinde devlet işlerini yürütmüştür.[11]

Ekber, iktidarı süresince atalarının izini takip ederek Hindistan’daki Türk egemenliğini genişletmeye gayret etmiştir. Çok geçmeden Mâlvâ, Garha-Katanga, Çitor, Kâlincar, Gucerât, Bihâr, Bengal, Keşmir, Sind, Belücistan, Mekran ve Kandehar’ı egemenliği altında toplayarak Hindistan’ı tek bir merkezi idare altına alan ilk hükümdar olmuştur.[12] Ekber’in egemenliğinin sınırlarını genişlemesiyle farklı etnik ve dini gruplarının idaresi daha da güçleşmesi Hindistan’daki Türk idaresinin hoşgörü ve toleransını artırmıştır. Farklı etnik ve dini kimliklerin özgürce ifade edildiği, batılı ve doğuluların önyargısız karşılaşabildiği, çok kültürlü bir toplumsal yapı Ekber’in politikalarıyla inşa edilebilmiştir.[13]

Fitch’in tasvirlerinde de yerini bulacak şekilde Ekber’in idaresi altındaki Agra’da idari, askeri ve bürokratik nüfuz sahipleri bulunmuş, şehir batılı oryantalistlerin ilgisini çekecek kadar görkemli bir zenginliğin merkezi haline gelmiştir. Kardeşi Mirza Muhammed’in ölümüyle onun yönetimi altındaki Kabil’de Türk egemenliğini de ülkesine katmasıyla Hindistan’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyanın refahını başkentine taşımıştır.[14] Ekber’in egemenliğinin sınırları genişledikçe batı kıyılarındaki Portekiz kolonileriyle olan ilişkiler artmış, nihayetinde de ilk ilişkiler 1570’li yıllarda Gujarat’ın Ekber tarafından ele geçirilmesiyle buradaki Portekizlilerle kurulmaya başlanmıştır.[15]

Fitch, Hindistan’a ulaştığında alt-kıtadaki siyasal ve toplumsal görünüm bu şekildedir. Fitch gelmeden Hindistan’da bulunan Cizvitler Ekber’le görüşmüşler ve ülkedeki dini hoşgörüden oldukça istifade etmişlerdir.[16] Fitch’in yukarıda bahsi geçen yargılanması sırasında Goa’da bulunan Cizvitlerin yardım gayretlerini Hindistan’daki siyasal iklimden beslenen dini hoşgörüye bağlamak yerinde olacaktır. Her ne kadar bir Portekiz mahkemesinde yargılanmış olsalar da Fitch ve arkadaşları dini bir kimlikleri olmamasına rağmen Cizvitlerin yararlandığı hoşgörüye sığınmışlar ve yaşamlarını kurtarabilmişlerdir. Bundan sonra Fitch’in macerası Ekber’in sarayında kabul edilmesiyle devam edecektir.
Ekber Şah (1556-1605)
Fitch’in anlatısından, önce başkent Agra’ya ulaştığı, daha sonra da Ekber’in idari merkez olarak inşa ettirdiği Fatehpur Sikri’deki sarayında kabul edildiği anlaşılmaktadır. Fitch’in Goa’dan Agra’ya kadar geçtiği tüm yerleşim birimlerinden çokça etkilenmiştir. Pazarlardaki zenginlikten, evlerin ve insanların temizliğinden ve ekonomik refahtan sıklıkla bahseder. Gördüğü hayvanlar, egzotik meyveler ve anlayamadığı yerel adetleri tek tek anlatır. Sırasıyla Belgaum, Bijapur, Golkonda, Masulipatnam, Seruidore(?), Balapur, Mandav ve Ujjain’den geçerek en sonunda da Agra’ya ulaşmıştır. Agra’ya ulaştığında bahsettiği yağmurlardan ve üzerinden geçtiği nehirlerin coşkunluğundan mevsimin Muson olduğu sonucuna varılabilir.

Fitch, Agra’da ve Ekber’in sarayının bulunduğu Fatehpur Sikri’de bin fil, otuz bin at, bin dört yüz evcil geyik ve sekiz yüz cariye yanında sayısız kaplan, yaban öküzü, horoz ve şahin gördüğünü not etmiştir. Fitch, Agra ve Fatehpur Sikri’yi Londra’dan daha büyük ve kalabalık bulmuştur. Pazardaki tüccarların giyimleri, kullandıkları araçları ve değiş tokuş aracı olarak kullandıkları değerli taşları anlatmış ve hayranlığını belirtmiştir. Ekber’in beyaz renkli bir araçla dolaştığını ve başlığında sarı ya da kırmızı renkli başlıklar bulunduğunu gözlemlemiştir. Ralph Fitch ve John Newberie Kraliçe I. Elizabeth’in aşağıdaki mektubunu Ekber’e vermişlerdir.[17]

Elizabeth, Tanrının Lütfuyla, 
Mağlup edilemez ve muazzam Prens’e, Khambhat’nın Kralı, 
Lord Zelbdim Echebar (Celaleddiin Ekber), 
Yenilmez İmparator; Mahiyetimizin dünyanın en uzak yerlerini ziyaret etme teessürü, iyi niyet ve yapabildikleri kadarıyla tüm ulusların ürünlerinin, karşılıklı ve ürünlerin dostça trafiğinin her iki tarafa da gelmesi demek olan, ticaretini tanıtmak gayreti olan, bu mektubun hamisi olan John Newbery’nin ve şirketinde, cüretkârca ve kadirşinaslıkla beraber olduğu kişileri; İmparatorluğunuzun ülkeleri ve sınırlarının salahiyetine eren, şüphemiz olmamasına rağmen, şahane lütuflarıyla Majesteleri imparator; teveccühle ve hamilikle kabul edeceklerdir. Hatırımızdan ziyade Majestelerinin huzurunda azametle bulunmak için böyle yapacaksınızdır; eğer daha fazla kelime dökmeye ihtiyaç olduğunu düşünseydik, içtenlikle yapabilirdik. Dünyanın buralardaki yukarı parçalarına ulaşan İmparator Majestelerinin insancıllığını gösteren yalın şöhret; bu külfetle ziyadesiyle suhulete erdik, bu nedenle de naçiz ve nakız kelime kullandık: salt bunu talep ediyoruz ki bizim mahiyetimizdirler; dürüstçe def edilmeyip, kabul edilsinler. Bu kadar uzun mesafelerden tevessül ettikleri bu zor yolculuk hürmetine, yolculuklarını sağlayabilmek için, size iyi gelebilecek bazı ayrıcalıklarla birlikte, seyahatlerine biraz özgürlük ve güvenlik tanınması Majestelerinizi memnun edecektir. Majestelerinden mahiyetimize temenni ettiklerimizin olması üzerine, şahanelerimize yaraşır şekilde, elimizde geldiği kadar aynı şekilde karşılık vereceğizdir. Ve bununla İmparator Majestelerine uğurlar dilerim.

28 Kasım 1585’te ise Ralph Fitch yanındaki diğer tüccar John Newberie’yi İngiltere’ye uğurlamış ve iki yıl sonra Burma’da buluşmak üzere seyahatini Uzak Asya’ya doğru sürdürmüştür. Yolculuğunda kendisine eşlik eden kuyumcu William Leades ise Ekber’in sarayında istihdam edilmeyi yeğlemiştir.[18] Her ne kadar Fitch ve Newberie Burma’da buluşmak üzere sözleşmiş olsalar da Newberie’den bir daha haber alınamamıştır. Leades’in Hindistan’daki akıbeti de bilinmemektedir. Fitch ise Uzak Asya’dan dönüşünde birkaç ay daha Hindistan’da onu beklemiş ve nihayetinde buluşmanın gerçekleşmeyeceğini anlayınca Londra’ya geri dönüşünü planlamaya başlamıştır. Fitch, geldiği yolculuk kadar maceralı ve uzun bir yolcukla geri döndüğünde evinde bir sürprizle karşılaşacaktır. Kendisinden uzun süre haber alınamayınca, mirasçıları Fitch’in öldüğü yönünde bir mahkeme ilamı çıkarmışlar ve terekesini paylaşmışlardır. Evlendiğine dair herhangi bir kayıt bulunmayan Fitch’in yeğenleri ve kuzenleri Fitch’in dönebileceğini düşünmemişlerdir.[19]

Ralph Fitch döndükten sonra Hindistan yolculuğuna dair anlatısı, seyyahların hatıratlarını yayınlayan yazar ve editör Richard Hakluyt tarafından The Principal Navigations, Voiages, Traffiques and Discoueries of the English Nation (1589–1600) serisinin içinde yer bulmuştur. Edindiği izlenimlerle Doğu Hindistan Ticaret Şirketi’nin danışmanlığına getirilen Fitch, The Worshipful Company of Leathersellers isimli tüccar odasının bir üyesi olmayı da sürdürmüştür. Ne yazık ki yaptığı bu yolculuk ve tarihi önemine rağmen Ralph Fitch geride herhangi bir resim bırakmamış, el yazısına dair tek kayıt da üyesi olduğu tüccar odasının arşivlerinde bulunmaktadır.[20] İngiliz politikasının bir kaç yüzyıldan fazla çerçevesini oluşturacak Hindistan’a dair politikalara zemin hazırlayacak ilk izlenimlerin, gözlemlerin ve deneyimlerin sahibi olan Ralph Fitch, 1611 yılında vefat etmiştir.

Ortaçağın’da Hindistan’daki Müslüman Türk siyasal varlığının ortaya çıkmaya başlamasıyla Hindistan tarihine dair Farsça ve Arapça yazılan birincil kaynakların özelliklerine sahip olmayan dışsal bir kaynak olarak Ralph Fitch’in hatıratı dönemin anlaşılmasına katkı sağlayacağı anlaşılmıştır. Ralph Fitch Hindistan’da sadece bulunmamış dönemin siyasal aktörleriyle de tanışmıştır. Ulaklık yaptığı mektupla aktif olarak bölge siyasetinde de yer almış olması Fitch’in Hindistan’a ve Hindistan’daki Türk egemenliğine dair anlatısının tarihsel bir tanıklık olarak ele alınmasını sağlamlaştırmaktadır. Ortaçağ’da Hindistan’da meydana gelen dinsel, kültürel ve toplumsal değişimlerin anlaşılmasında, her ne kadar söz konusu değişimlerin ardından da bölgede bulunmuş olsa da, Ralph Fitch gibi dışsal tasvirlerin katkısı olacaktır. Hatıratının daha sonra İngiltere’de yayınlanmasıyla Hindistan ve Türk tarihi açısından belgesel nitelikte bir eser bırakmıştır. Bu eserin Hindistan’daki Türk siyasal varlığına ve Hindistan’daki Türk egemenliği altındaki toplumsal yapıya dair birincil ağızdan gözlem, izlenim ve deneyimler içerdiği anlaşılmıştır.
 
I. Elizabeth (1533-1603)
Hatıratındaki Hindistan tarihine ve Türklerin Hindistan’da kurdukları devletlerin tarihine dair Ralph Fitch’in gözlem, izlenim ve deneyimleri dışarıdan bir gözle dönem kaynaklarının eleştirel bir çerçeveye oturtulmasını sağlayacaktır. Fitch’in daha sonra kuracağı bağlantıların siyasal sonuçları yaptığı gözlemlerin ve yayınladığı hatıratının tarihsel niteliğini arttıracaktır. Bu amaçla çalışmada tarihsel arka planıyla birlikte tartışmaya açılan Ralph Fitch’in hatıratı Hindistan’daki toplumsal ve dinsel değişimlerin anlaşılmasında Türk ve Müslüman kaynaklarının yazıldığı döneme ait bir başka birincil kaynak vasfı taşımaktadır. Ralph Fitch’in hatıratının birincil kaynak niteliği anlatısının detaylarında verdiği özgü bilgilerle görülmektedir.

Ralph Fitch’in anlatısında Hindistan ile ve Hindistan’daki Türk devletiyle ilgili verdiği bilgiler kadar tanıştığı Ekber ve Ekber’in Agra’daki sarayına dair verdiği detaylar Hindistan tarihinin ve Türk devletlerinin izinin sürülmesinde taşıdığı önemi göstermektedir. Daha sonra ülkesinde sürdüreceği ticari ve siyasal bağlantılarının Hidnistan’da yaptığı seyahate ve kurduğu ilişkilere dayandırıldığı gözlenmiştir. Ralph Fitch’in Ortaçağ’ın henüz çok da uzak bir geçmişte kalmayan zorlu şartlarında gerçekleştirdiği yolculuğunda dönemin seyahat şartları hakkında detaylı tasvirler barındırmasına katkı sağladığı anlaşılmıştır. Fitch’in tasvirlerinde yolculuğunu sürdürdüğü coğrafi rotanın tarihsel coğrafyasının sadece nihai hedefi olan Hindistan’la sınırlandırılmaması gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Yolculuğunda geçtiği Ortadoğu’ya dair tasvirlerini genişlettiği anlaşılmıştır.

Doç. Dr. Selahattin ÖZKAN

Güncel Tarih’e destek olmak için lütfen tıklayınız





[1] Farrell, 2007, s.18 [2] Willian, 1955, s.399 [3] Hakluyt, 1885:II/ s.63 [4] Locke, 1930, s.37 [5] Foster, 1894, s.160 [6] Lange vd., 2006, s.1412 [7] McVittie, 1950, s.81 [8] Saldanha, 2010, s.149 [9] Southwood, 1924, s.231 [10] Garbe, 1909, s.161 [11] McVittie, 1950, s.81 [12] Konukçu, 1999, X/s.542 [13] Stevens ve Sapra, 2007, s.379 [14] Faruqui, 2005, s.487 [15] Subrahmanyam, 2000, s.23 [16] Lal, 2001, s.941 [17] Ryley, 1899, s.44 [18] Ryley, 1899, s.100 [19] Farrell, 2007, s.17 [20] Farrell, 2007, s.17

Yararlanılan Kaynaklar:
Bayur, Yusuf Hikmet. (1987). Hindistan Tarihi. Ankara: Türk Tarih Kurumu
Hakluyt, Richard. (1885). The Principal Navigations, Voyages, Traffiques and Dicoveries of The English Nations.Edinburg: E&G Goldsmid
Locke, J. Courtenay. (1930). The First Englishmen in India. Londra: RoutlefgeCurzon.
Ryley, J. Horton. (1899). Ralph Fitch: England’s Pioneer To India. Londra: T. F. Unwin
Smith, Vincent Arthur. (1917). Akbar-The Great Mogul 1542-1605, Londra, Oxford University Press
Thapar, Romila. (1979). A History of India, Londra: Penguin
Konukçu, E. (1999) Ekber Şah Maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi içinde, 10: 542-544
Farrell, J. (2007). An Elizabethan in Asia: Ralph Fitch, our most adventurous Leatherseller. The Leathersellers' Review, 2007/2008: 17-18
Faruqui, M. D. (2005) The Forgotten Prince: Mirza Hakim and the Formation of the Mughal Empire in India, Journal of the Economic and Social History of the Orient, 48/4: 487-523
Foster, W. (1894) A View of Ormus in 1627, The Geographical Journal, 4/2: 160-162
Garbe, R. (1909)  Akbar, Emperor of India, a Picture of Life And Customs From The Sixteenth Century, The Monist, 19/2: 161-201
Lal, R. (2001) Settled, Sacred and All-Powerful: Making of New Genealogies and Traditions of Empire under Akbar, Economic and Political Weekly, 36/11: 941-943, 945-958
Lange, M., Mahoney J. ve vom Hau, M. (2006). Colonialism and Development: A Comparative Analysis of Spanish and British Colonies, American Journal of Sociology, 111/5: 1412-1462
McVittie, J. (1950). Akbar—The Great Moghul, The Australian Quarterly, 22/4: 81-93
Saldanha, A. (2010). The Itineraries of Geography: Jan Huygen van Linschoten's Itinerario and Dutch Expeditions to the Indian Ocean, 1594-1602, Annals of the Association of American Geographers, 101/1: 149-177
Stevens P. ve Sapra R. (2007). Akbar’s Dream: Moghul Toleration and English/British Orientalism, Modern Philology, 104/3: 379-411
Southwood, J. (1924). Thomas Stephens, S. J., the First Englishman in India, Bulletin of the School of Oriental Studies, 3/2: 231-240
Subrahmanyam, S. (2000) A Note on the Rise of Surat in the Sixteenth Century, Journal of the Economic and Social History of the Orient, 43/1: 23-33
Willan, T. S. (1955). Some Aspects of English Trade with the Levant in the Sixteenth Century, The English Historical Review, 70/276: 399-410.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder