S. Özkan'ın çevirdiği bu metni William Allan NEILSON* kaleme almıştır. [1]
İngiliz
edebiyatı eleştirisinin tarihinin Sir Philip Sidney’nin “Defense of Poesy” adlı çalışmasıyla başladığı söylenebilir.[2]
Retorik’e ve Nazım’a yönelik bazı tetkiklerin ileri sürüldüğü bir eserdir, ancak
bu kitap ile esasında İtalya ve Fransa’daki Rönesans eleştirisinin ilk kez
İngiltere’ye ulaştığı söylenebilir. İnsanlığın önceki yüzyıllarında, elbette insanlar,
kitaplar üzerine görüşlerini belirtmişti, ancak bu görüşler çoğunlukla bir
teori ile desteklenmeyen, bir sistemin parçası olmayan, neyi beğendiğini dahi
bilmeyen adamların sıradan, kişisel ve tesadüfi sözleriydi.
Ortaçağ
Edebiyat Zevkine Dair Kanıtlar
Ancak
bir çağın zevki, tanınmış eleştirmenlerin kabul edilmiş yorumlarından ziyade
diğer kaynaklardan edinilebilir. Elde edilebildiğinde, modanın kanıtı, bir
adamın anlattıklarına değer verdiklerinden fazla zaman ayıracağının çok açık
olması nedeniyle, daha belirgindir. Yüzyıllar boyunca kitaplar sadece el
yazmaları şeklinde dolaşımdayken, binlerce olaydan sağ kurtularak günümüze
ulaşanların sayısına bakarak diyebiliriz ki bu dönemde gerçeklerin topluma
ulaşması oldukça güçtü, ancak on beşinci yüzyılın ikinci yarısında baskı tekniğinin
tanıtılması bunu değiştirdi. Bu yeni sürecin daha büyük topluluklara imkân
tanımasıyla o güne kadar var olan umut verici ve takdire şayan bilginin muazzam
türde bir bilgi edime sürecine dâhil olmasını mümkün kılmıştır. Bu nedenle ilk
İngiliz yayıncı William Caxton’un edebi düşüncede oldukça önemli bir figürdür;
sadece yayınladığı kitaplara yazdığı; neden bu kitapların önemli olduğu
düşündüğünü açıkladığı zarif ve samimi önsözlerle değil, aynı zamanda açıkgöz
bir işadamı olarak hangi kitabın daha popüler olacağını öngörüp seçmesi saf
gerçeği nedeniyle de.
Didaktik
Edebiyatın Ağırlığı
Aslında,
bu kanıt açıkça edebiyat tarihçilerinin başka verilerden edindikleri
çıkarımlarla uyuşmaktadır. Æsop’un adıyla bilinen fabllar, muhtemelen en eski
eserlerinden başlayarak yüzyıllardır popülerdir ki çeşitli dillerdeki sayısız
ortaçağ yazmasındaki ilişkilerle karışarak çağımızın bilim insanlarına en zorlu
problemlerden birisini bırakmıştır. Caxton’un da altını çizdiği gibi değeri,
tahmin edebileceğimiz gibi yüzeyin hemen altında yatan ve gösterilmeye ihtiyaç
duymayan didaktik amaçlarından kaynaklanmaktadır. Gerçekten de, Caxton’un
yayınlarının yarısından fazlasını oluşturan, Önsözleriyle ve Sonsözleriyle The
Harvard Classics’te yayınlanan, kanıtlayan türden kitapları Ortaçağ’ın doymak
bilmeyen bir iştahı olduğunu muhakkak ki göstermektedir. “Dictes and Sayings of
the Philosophers” ile Cato’nun “Distichs” başlıklı kitaplar bariz olanın
çekiciliğiyle, sadece yapılan baskı adediyle değil ama tüm ortaçağ yazarları
tarafından yapılan atıfların sıklığıyla diyebiliriz ki, aforizmik bilgeliğin
toplandığı eserlerdir.
“Altın
Menkıbe” özellikle dindardır. Azizlerin mucizeci öykülerinin iki yönlü bir
hizmeti olan, bir yandan inancı yayarken bir yandan da merak duygusunu sürekli
körükleyen eğlence sağlamalarıyla, en bilinen derlemesidir. Öte yandan Caxton
tarafından özellikle altı çizilen özelliği saydığımız hizmetlerden ilkidir.
“Altın’ın diğer madenler arasında en değerli olanı olması gibi bu efsane de
erdemde diğer tüm çalışmalardan daha yukarıda tutulmalı” demekte ve “ okuyanlar
ya da okunduğunu duyanlar bundan nemalansın, erdemini artırıp, ahlaksızlığı ve
günahı dışlasın, kutsal azizleri örnek alarak kendi kısa yaşamını düzene soksun
” diye dua etmektedir.
Eğlence
Edebiyatı
Chaucer’in
baskıları arasında ölümsüz “Canterbury Öyküleri” de bulunmaktadır; bu kitabın
“Önsöz”ünde Chaucer’in tarzı ve özününün etrafından dolaşmış ve her ihtimalle
“bahislerini kısaca, hızla ve yüksek anlamda kavramış, sözünü uzatmaktan,
gereksiz latife ve söylediği cümlelerin seçilmiş danelerini göstermekten
kaçınmıştır.” –sonraki eleştirmenlerinin çok azının üstünden gelebileceği
İngilizcenin büyük ustalarından birisi haline gelmiştir. “Önsöz”ünün tüm tonu tek
bir asil ve ulvi istektir, ve bunda açık samimiyeti ve sıcaklığı bizim, İngiliz
yayıncılarından en erken eserlerinden birisinin ilanlarını okuduğumuzu
unutmamızı sağlamaktadır.
Truva
Menkıbesi ve Æneis
Herkesin
bildiği gibi, Truva’nın öyküsünün Homeros versiyonu Ortaçağ boyunca
bilinmemektedir. Latince iki nesir çalışma, çağdaş Yunan kayıttan geldiğini
iddia eden Frigyalı Dares ile Giritli Diktys, Ortaçağ geleneğini
oluşturmuşlardır. Bunlar Benoît de Sainte Maure tarafından on ikinci yüzyılda
Fransız vezinli romansına ustalıkla işlenmiştir, ondan da Sicilyalı Guido dele
Colonne kendi yazdığı Truva Tarihi isimli Latince nesir içi yararlanmıştır. Geç
Ortaçağ’da Guido ana kaynaktı. Öyle gelenekselleşmişti ki Boccaccio’nun
“Filostrato” isimli romansı, Chaucer’in eklemeleri ve özetiyle birlikte
“Troilus”a aittir. Guido da ayrıca Fransız rahip Raoul le Feure’ye
dayanmaktadır, ki Caxton onu Bürüksel’de ya da Ghent’te tercüme ettirmiş ve
İngiltere’de Güller Savaşı başlayıp da mektuplar için kısa bir ara bulduğunda
”Köln’de sıkıntılı zamanlarda bitirmiştir.” Bu şartlar altında, çevirisindeki
çabasına ana mazeret olarak, Truva’nın imhasının “tüm insanlığa tüm dünyanın
bir savaş başlatacak ve acılar, kayıplar ve takip eden ölümler getirecek kadar
böylesine korkunç ve tehlikeli iken örnek olması” umudunu suması küçük bir
ihtimaldir.
Truva
öyküsünün Fransızca versiyonu, “şu asil şair ve muhteşem bilgin” Virgil’in
“Æneis” çevirisi üzerinden devam etmektedir. Bu çalışmada yazar kendisine
telkinde bulunan iki uç arasında; sıradan halkın anlayabileceği bir dil
kullanmasını isteyenler ile bulabileceği en ince tanımlarla yazmasını
isteyenler arasında kalmaktadır. Orta yolu seçer, “mademki bu kitap kaba bir
dağlı için değildir o halde okunmasın, ancak bir bilgin ya da asil bir
centilmenin savaşta, aşka ve asil şövalyelikte anlaması ve hissetmesi içindir.”
Caxton’un
Malory Üzerine
Son
olarak, “Kral Arthur”un muhteşem kitabına yazdığı Önsöz’ünde, çağdaşı Sir
Thomas Malory’i ele almıştır. Şayet Truva hikâyesi ortaçağdaki en sevilen
klasiktir, Kral Arthur ile ilgili romanslar da en çok dikkat çeken ve en geniş
ölçeğe yayılan en yeni kurgu edebiyat ürünüdür. Britanya tarihinin kısa bir
özeti üzerine kurulmuş Arthur ile ilgili efsaneler kroniklerden romanslara
geçmiş, en sanatsal gelişmelerini Fransa’da göstermiş ve neredeyse Batı
Avrupa’nın her ülkesinde çevrilmiş ve şerh edilmiştir. Ortaçağ’ın sonuna doğru,
bir İngiliz Şövalyesi Sir Thomas Malory temel olarak Fransız nesirlerinden
topladığı malzemelerden Arhur’un en önemli maceralarının kaba bir derlemesini
yapmış, ve kitabını İngiliz nesrinin en abidevi eserlerinden birisi olacak
şekilde yeniden anlatmıştır. Bu kitap için Caxton sıcak bir imrenme
duymaktadır, ve yine de orada, ya da herhangi bir yerde bir eğlence edebiyatı
okuduğumuzda, aynı Caxton gibi, ruhani ve ahlaki gelişme ihtimali de
bulabiliriz. Kendi sözlerinden çok Malory’ye yaptığı methiyeler daha çok
bilinmektedir: “ve ben, elimdeki nüshaya göre, baskıya giriştim, asil adamların
şövalyeliğin asil davranışlarını, o günlerde şövalyelerin adet edindiği nezaket
ve erdemleri görebilmesi ve öğrenebilmesi niyet ettim. Bunlarla onura erişirler
ve nasıl vahşice cezalandırılırlar ve alçak gönüllülükle tüm asil efendiler ve
hanımlar ile hangi dereceden olursa olsun diğer mevkilere; bu kitabı ve
çalışmayı okumaları ve iyi ve dürüst hatıralarını edinip aynısını takip
etmelerini yalvardıklarından genellikle utanca boğulup azarlanırlar. Ki orada
neşeli ve şen meseller ile insanlığın asil ve seçkin hareketleri olan terbiyeyi
ve şövalyeliği bulacaklardır. Bu noktada burada asil şövalyelik, nezaket,
incelik, insaniyet, dostluk, cesurluk, aşk, dostluk, namertlik, cinayet, öfke,
erdem ve günah görülebilir. İyiyi yapmak ve kötülüğü terk etmek ile iyi bir ün
ile nam edinebilirsiniz. Ve bu kitaptaki zamanı aşmak için okuma nezaketini
göstermek gerekir; ancak burada bulunanlara inanıp tüm bunların doğru olduğuna
kalbini adamakla özgürsünüz. Ancak tüm bu yazılanlar inandıklarımızdır.”
Bu
son cümle, İngiliz yayıncılığının babasının profesyonel inancının temel
noktalarını özetlemektedir. Aydınlanma onun tarafından yazmak ve yayınlanmak
için tek başına olmasa da birincil neden olarak görülmektedir. Yine de, bu dar
kavrayışına rağmen, Caxton ve birlikte çalıştığı yazarlar, birer haz ürünü
yaratmanın yanı sıra, açıkça edebiyat öğrenimini erişebilir kılmıştır.
Ortaçağ’da ne okunduğunu anlamak kadar neden okunduğunu da anlamak için bu Önsözlerdeki
zengin içerikler hakkında söylenenler yeterlidir.
Caxton’un
kendi motivasyonlarına gelince, onu ciddiyetle ele aldığımızda, kendisini
aylaklık günahından korumak için çeviri ve yayıncılık yaptığını savunabiliriz.
Yine de daha cazip bir arzu satır aralarında okunmaktadır: “Recuyell of the
Histories of Troy” başlıklı bezdirici derecede hacimli eserinde kaleminden
çıkan kelimelerde saf olmayan öz-saygılı amacı ifade bulmaktadır: “Burada bu
kitabı bitiriyorum, Yazarımdan sonra, neredeyse Tanrı bahsettiği hüner ile
çevirdim. Ve bunun için en azından yazmış kadar kalemim aşındı, elim bitap ve
sarsılmış, gözlerim beyaz kâğıda fazla bakmaktan soluk, evvelki gibi yeniden
çalışmaya cesaretim mecali ve halim yok, ve bu yaşta belim büküldü, tüm
bedenimin takati kesildi, ve yine zira çeşitli centilmenlere ve dostlarıma bu
kitap gibi telaşla hitap etme sözü verdiğimden, binaenaleyh, bunu yapabilmek
için, burada bu kitapta söylediğim gibi hazırlandım ve biteviye çalıştım, burada
da görebileceğiniz şekil ve şuurdan sonra, diğer kitaplar gibi kalem ve
mürekkep ile yazılmamıştır, sonuna değin her adamın bir şekilde alacağı biçime
dek.”
* Kaynak: The Harvard Classics, Lectures, Ed. W. A. Neilson, 1914, Cilt: 51, s. 254-259.
[1] Metinde yer alan kitap
isimlerinden Türkçe basılanlar Türkçe adlarıyla, Türkçe basılmayanlar ise
Orijinal adlarıyla verilmiştir.
[2] 1579’da yazılan bu eser,
yazarının ölümünden sonra An Apology for Poetry başlığı ile 1595’te
basılmıştır. İngiliz edebiyat geleneğinde Philip Sidney’nin çalışmaları ilk
edebiyat eleştirileri olarak kabul edilmektedir.
[3] Ortaçağ’ın en yayın eserlerinden
olan Legenda Aurea, Jacabus da Varagine tarafından kaleme alınmasına rağmen
yüzyıllar içinde çeşitli yazarlarca şerhleri yapılmış ve sayısız yazması
dolaşıma sürülmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder