Osmanlılar siyasal birlik olarak meydana geldikleri ilk andan itibaren Doğu Roma toprakları üzerinde ilerlemeyi şiar edinmişti. Anadolu’nun karışık siyasetinden çıkıp Hıristiyanları hedef almışlardır. Bir yandan askeri ve siyasi olarak varlıklarını sağlamlaştırırlarken bir yandan da günlük yaşamda Hıristiyanlarla da birarada yaşamayı öğrenmişlerdir. Bu elbette karşılıklı olmuştur. Hıristiyanlar da bu yeni akıncı Türk topluluğunu tanımış, dillerini ve inançlarını öğrenmişlerdir. On dördüncü yüzyıldan sonra tüm Roma imparatorlarının ortak sorunu doğudan yükselen bu yeni güneşin ısıttığı sorunları çözmek olmuştur. Hal böyle olunca Türklerle yalnız savaşarak değil, birlikte yaşama deneyimi de kazanmışlardır. Bizan Sarayı’ndaki iç çekişmeler arasında tahta birden fazla oturan VI. İoannis Kantakuzenos sarsıntılı egemenliğini dış destekler ile ayakta tutmaya çalışıyordu. Anadolu’daki varlıkları artık sarsılmaz bir noktaya ulaşan Türkler ile ittifak olmaktan başka şansı olmadığını çok geçmeden anlamıştı. Kızını Osmanlılara gelin vermesini de böylelikle açıklamaktayız.
VI. İoannis Kantakuzenos hiç olmazsa Doğu-Roma topraklarını Avrupa yakasında elde tutmak için Türk askerî gücünden yararlanma düşüncesinde olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Kantakuzenos, askerî üstünlüğü deneyimlerle ortaya çıkmış olan Türkleri hâtıratında ücretli asker gibi görmeye alışmıştı. Esasen birçok Türk bu dönemde ücretli asker olarak Bizans ve Latin devletlerinin hizmetine girmiş, zamanla Hıristiyanlaşmış, “Turkopouloi” adı altında onların başlıca savaş gücünü oluşturmuştu. Kantakuzenos’un Osmanlı ittifakı, o dönemin şartları dikkate alınırsa tamamıyla olağan bir politika olarak görülmeliydi. Zaten kendisi iktidrının ilk gününden itibaren Aydınoğlu Umur Bey ile de yakından tanışıyor, güçlerini kullanıyordu. Türkleri yakından tanıyan ve dillerini de öğrenen VI. İoannis Kantakuzenos damat olarak bir Türk beyini seçmesi elbette bir sürpiz olmamıştır. Öte yandan kızının babasının bu isteğini nasıl karşıladığını tam olarak bilemiyoruz.
VI. İoannis Kantakuzenos kızı Theodora’dan Osmanlı beyi Orhan Gazi ile evlenmesini istediğinde sultan ilerlemiş bir yaştaydı. Orhan Gazi daha önce de Hıristiyanlar arasından evlilikler yapmıştı. Ancak nasılsa kaynaklar Theodora’dan önceki Hıristiyan eşlerden çokça söz etmemektedir. Theodora’nın Osmanlı Sarayı’na gelmesi hem Avrupa hem de Roma kaynaklarında daha çok yankı uyandırmıştır. Orhan Gazi’nin daha önceki Hıristiyan eşleri ihtida ederek Müslüman olmuşlarsa da Theodora atalarının dininden dönmemiş ve ölümüne kadar inancını sürdürmüştür. Theodora’nın Hıristiyanlıktaki ısrarı tarihte farklı bir yer almasının da nedeni olmalıdır. Batılı bir imge olarak Theodora inançlarından vazgeçmeyen, kimliğini koruyan ve erkeklerin hâkim olduğu bir dünyada ayakta kalmayan çalışan bir tarihi karakter olarak resmedilmiştir.
Orhan Gazi Portresi (Paolo Veronese, Baviera Devlet Koleksiyonu, 1580) |
İmparator III. Andronikos’un ölmesinden sonra tahtı paylaşan Kantakuzenos kızı Theodora’yı 1346 yılında bölgenin yükselen gücü Osmanlıların başındaki Orhan Bey ile evlendirmiştir. İmparatorluğun Asya’daki topraklarını güvenceye alan ve yeni bir akın tehdidini ortadan kaldıran Kantakuzenos bir yandan tahtını güvenceye alabileceği gibi istediği Sırp seferini de yapabilecek rahata ermiştir. Kantakuzenos kızını Orhan Bey’e vermeden önce sarayındaki danışmanlarına ve Aydınoğullarından Umur Bey gibi güvendiği müttefiklerine de danışmıştır. VI. İoannis Kantakuzenos’un bu ittifaktan beklentisi dolambaçlı da olsa tahtını sağlamlaştırabilmek ve İmparatorluğun hakimiyetini sürdürebilmektir. Umur Bey Haçlılar tarafından katlanedilene kadar İmparatorluk ile yakın ilişki içinde olmuş, iç siyasetlerine karışmış ve tahtı hassas bir dengeye sahip Kantakuzenos’u desteklemiştir.
İmparatorluk içindeki rahipler ve Haçlılar eliyle gelen dış tehditler karşısında tahtını sağlama almak isteyen VI. İoannis Kantakuzenos bölgenin yükselen gücü Osmanlılar ile yakınlaştı. Osmanlılar Anadolu’daki çok başlılığı ve soydaşları arasındaki rekabeti Gaza ülküsüyle aşmış ve Roma toprakları üzerinde genişleyen bir egemenliği tesis etmiştir. Bu ittifak ile Osmanlılar Marmara’nın karşı kıyısındaki varlıklarını sağlama almış ve genişlemeleri önündeki siyasal baskıyı da kırabilmiştir. Orhan Bey ile VI. İoannis Kantakuzenos arasındaki ittifakın bir nişanesi olarak Bizans Sarayı’nın genç kızı Theodora’nın alınması olacaktır. Genç bir kız iken dilini ve dinini bir topluma gönderilen Prenses evlendirildiği adama otuz gemiden oluşan koca bir filo dolusu adamın aracılığı ile gönderilmiştir.
VI. Ioannis Kantakuzenos |
Orhan Bey ile Theodora arasındaki resmî tören Selymbria “Günümüzde Silivri” kalesinde yapılmıştır. İmparatorun himayesinde gösterişli bir kutlama ile hem iki siyasi gücün ittifakı hem de Prenses ile Orhan Gazi’nin birlikteliği kutlanmıştır. Değerli kumaşlarla süslemiş bir sahnede özel olarak yazılmış şiirler yeni evliler için okunmuştur. Sahnedeki süslü perdenin arkasında gizlenmiş genç prenses gösterinin sonunda ortaya çıkmış ve tüm misafirler kadar Orhan Gazi’yi de etkilemiş olmalıdır. Günlerce süren ziyafetler ardı arkası gelen gösteriler ile bu büyük evlilik kutlanmıştı. Törenlerin uzun ve ayrıntılı tasvirleri içinde Türklerin yerlerde oturmuş yemek yerken gösterilen halleri kronik yazarlarını oldukça sarsmıştır.
Evlilik eliyle kurulan ittifak hedeflenen sonucu doğurmuş ve VI. Ioannis Kantakuzenos sarsıntılı tahta ortak olmuştur. Türklerin ise bu ittifaktan kazancı daha fazlaydı, Rumeli topraklarıyla birlikte artık Avrupa’ya kadar uzanan vasi bir düzlük önlerine açılmıştır. Prenses Theodora törensel kutlamalarla gerçekleştirilen evlilikten sonra Orhan Gazi’nin sarayına, Bursa’ya yerleşti. Theodora babasının dininden vazgeçmemişti. Elde ettiği siyasi ve mali güçle Orhan Gazi’nin ve Osmanlı akıncılarının ele geçirdiği kölelerden bazılarını kurtarmış ve ülkelerine geri göndermiştir. Öte yandan bu evlilik Kantakuzenos’un taht üzerindeki hakkını güvenceye aldığı gibi İmparatorluğun Konstantinopolis’ten sonra en önemli limanlarından olan Selanik’i de Sırpların baskısından kurtarmıştır.
İmparator VI. Ioannis Kantakuzenos tahta sahip olsa da İmparatorluğun nihai sonuna giden yolu da böyle açmıştı. Bizans toprakları üzerindeki Osmanlı ilerlemesi bu akrabalık bağına rağmen durmamıştır. 1353 yılında Osmanlılar Çimpe’yi ele geçirmiştir. Tüm çabasına rağmen damadından geri alamadığı bu değerli arazi parçası İmparator Kantakuzenos’un tahtan çekilmesine neden olmuştur. 1355 yılında bir manastıra çekilerek kendisini dini hayata adayan İmparator Kantakuzenos tahtı daha sonra yeniden Paleologos hanedanına bırakmak zorunda kalmıştı.
Evlilikten bir süre sora, 1347 yılında Orhan Gazi’nin eşi Theodora, Orhan’ı babasıyla görüştürmek üzere Üsküdar’a (Pelekanon zaferinden beri Osmanlı ülkesinde olan topraklara) getirecektir. Orhan Gazi ile İmparator arasındaki görüşemlerin ardından Theodora anavatanına kardeşlerini ve annesini ziyaret etmek üzere İmparatorluk Başkenti olan Konstantinopolis’e gitmiştir. Ziyaretlerini tamamladıktan sonra yeniden Orhan Gazi ile Üsküdar’da buluşmuş ve Bursa’ya geri dönmüştür. Theodora ile evlenen Orhan Gazi bu yıllarda ilerleyen bir yaştadır. Ancak buna rağmen Theodora’dan bir oğlu dünyaya gelmiştir. Oğluna Halil adı verilmiştir. Şehzade Halil’in kendi tarihi ise Osmanlı-Bizans ilişkilerinde önemli bir yer edinmiştir.
Şehzade Halil on iki yaşına eriştiğinde Foçalı Rum korsanlar tarafından kaçırılmıştır. Bu Orhan Gazi’nin hayatının son zamanlarda başına gelen en acılı olay olarak kaydedilmiştir. Oğlunun kaçırıldığı haberi Orhan Gazi’ye ulaştığında şok etkisi yaramıştır. Halil’in esareti iki sene sürmüştü ve bu süre zarfında Orhan Gazi herhangi bir başka askeri ya da siyasi olay ile ilgilenmemiştir. Orhan Gazi’nin diğer eşlerinden olan oğlu Süleyman’ın bu sıradaki ani ölümü Halil’den doğan üzüntüyü daha da katlamıştır. Üzüntüden hastalanan ve çares arayışında olan Orhan Gazi daha önce yardım ettiği Bizans Sarayı’ndan yardım istemek durumunda kalmıştır. Bir zamanlar ittifakıyla VI. Ioannis Kantakuzenos’u koltuğuna ortak ettiği yeni İmparator V. Ioannes Paleologos ile Halil için görüşme talebinde bulundu.
1535 Yılında Yakın Doğu |
Halil’in kurtarılması için Orhan Gazi çaresiz kalmıştır. İmparator V. Ioannes Paleologos’un Halil’I kurtarması karşılığında kayınpederi VI. Ioannis Kantakuzenos’u desteklemekten vazgeçmek durumunda kalacaktır. Çaresiz durumda oğlu Halil’i kurtarmak için Orhan Gazi imparatorluğun taleplerinin kabul etmek zorunda kalmıştır. Orhan Gazi oğlu Halil’in kurtarılması karşısında Osmanlıların imparatorluk toprakları üzerindeki akınlarını durdurma kararı almıştır. İmparator’un Halil’i kurtarmak için Foça’ya göndereceği gemilerin masraflarını ve iaşelerini de Orhan Gazi karşılayacaktır. Bu zamana kadar İmparatorluk’un birikmiş tüm borçları dahi affedilmiştir. Orhan Gazi ve Osmanlılar artık VI. Ioannis Kantakuzenos’un ve ardıllarının müttefiki değildir. Orhan Gazi bunların dışında Halil için fidye olarak otuz bin Venedik altını ödemiştir.
Orhan Gazi ile Theodora’nın oğlu Halil fidye olarak ödenen otuz bin Venedik altın ve Doğu Roma İmparatorluğuna karşı verilen sayısız taviz karşısında kurrtarılmıştır. Önce Konstantinopolis’e götürülen Şehzade Halil sarayda İmparator V. Ioannes Paleologos’un kızı İrene ile arasında nişan yapılmıştır. İmparator V. Ioannes Paleologos kurtarılmasının karşılığında Orhan Gazi’nin ardından Osmanlı tahtına Halil’in çıkmasının sözünü de almıştır. Halil’in kurtarılması hadisesi çerçevesinde hepimizin bildiği üzere gerçekleşmemiş tek söz budur. Belki de Halil’in tahta çıkması halinde Osmanlılar Bizans’ın bir vasalı olacak ve tarihteki küçük bir dipnottan öteye gitmeyecekti. Oysa işler Bizans’ın istediği gibi gitmedi, Orhan Gazi bu olayların üzerinden çok uzun süre geçmeden hayata gözlerini yumdu. Osmanlıların tarihi kaynaklarında ise ne Theodora’dan ne de Orhan Gazi’nin uğruna bu kadar tavizler verdiği Halil’den bahsedilmez oldu. Orhan Gazi’den sonra I. Murat yeniden ve daha da güçlenen bir Gaza politikası ile Osmanlıların varlığını sağlamıştır.
Güncel Tarih’e destek olmak için lütfen tıklayınız…
Kaynaklar:
Halil İnalcık, Osmanlı Sultanı Orhan, (1324-1362) Avrupa’da Yerleşme, Belleten, LXXIII: 266, 2009 s. 77-108.
Haşim Şahin, Orhan Gazi’nin Bizanslı Eşleri, Atlas Tarih, 2024: 86, s. 82-91.
Necdet Sakaoğlu, Bu Mülkün Sultanları, İstanbul: Alfa, 2020.
Kapak Görsel Kaynak:
https://www.silivritarihder.com/post/theodora-ve-orhan-gazi-nin-silivri-deki-evlilik-t%C3%B6reni
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder